Üniversitemiz ve Sivas Cumhuriyet Üniversitesi İş Birliğiyle Düzenlenen “Şehir ve Kimlik Sempozyumu" Sona Erdi
Sivas Cumhuriyet Üniversitesi ve Üniversitemiz iş birliğiyle, Şemseddin Sivasî anısına düzenlenen "Şehir ve Kimlik" konulu sempozyum Sivas Cumhuriyet Üniversitesi'nde gerçekleştirildi.
Sempozyuma, Sivas Valisi Dr. Yılmaz Şimşek, Sivas Belediye Başkanı Hilmi Bilgin, Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Alim Yıldız, Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Mustafa Doğan Karacoşkun, Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ünal Kılıç, Sempozyum Düzenleme Kurulu Başkanları Prof. Dr. Hakan Yekbaş, Prof. Dr. Mehmet Ali Yıldırım, Prof. Dr. Ahmet Yüksel olmak üzere dekanlar, müdürler, il protokolü, 25 üniversiteden 49 akademisyen ve öğrenciler katıldı.
Saygı duruşunun ardından İstiklal Marşımızın okunmasıyla başlayan sempozyumun açılış konuşmalarını yapan Sivas Valisi Dr. Şimşek, "Tarihteki en kadim şehirlerinden birindeyiz. Yüzlerce yıldır yapılıp yıkılan tarihi şehirlerin günümüzdeki sakinleriyiz. Ait olduğumuz kentlerin ruhlarını taşıyoruz. Sivas gibi kadim bir şehirde bu tür konuların bilimsel olarak ele alınması çok önemlidir." diye belirtti.
Belediye Başkanı Bilgin "Kıymetli şahsiyet, üç büyük Şems'ten biri olan Şemseddin Sivasî, Sivas denilince akla gelen ilk büyük şahsiyettir. Sivas tarih boyunca her zaman bir medeniyet şehri olmuştur. Bizler de bugün şehrimizin tarihi dokusunu korurken projelerimizi bu bağlamda uyguluyoruz. Ruhunu betonlaşmayla kaybetmeyen şehrimiz, insanımızın Anadolu’ya ait ruhunu yansıtıyor." şeklinde konuştu.
Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yıldız, "2019 yılında Şemseddin Sivasî anısına bir sempozyum düzenleme fikri ortaya çıktı, çünkü 2020 yılında Sivasî’nin 500. doğum yılıydı. Salgın sebebiyle maalesef sempozyumumuzu yapamadık. Bu yıl ilkini Kilis 7 Aralık Üniversitesi’yle ortaklaşa düzenlediğimiz sempozyumu 2023 yılında Kilis’te “Şehir ve Kimlik 2” olarak yapacağız. Şemseddin Sivasî’nin yazmış olduğu eserler pek çok kimsenin ilim irfan sahibi olmasının yolunu açtı. Bizler de Sivas’ımızın maneviyatına nüfuz etmiş Sivasî’yi anmak adına sempozyumu düzenliyoruz." ifadelerini kaydetti.
Rektörümüz Prof. Dr. Mustafa Doğan Karacoşkun ise şehirlerin de insanlar gibi ruhları olduğunu ve o kimliğimizin bir parçasının, yüreğimizin bam telinin, yolculuğumuzun en müstesna duraklarının, o şehirlerin ruhunda gizli olduğunu söyleyerek başladığı konuşmasında şunları söyledi:
"Bir şehrin ruhu, o şehrin bizdeki yaşanmışlığına karşılık gelir. Diğer bir deyişle; bir şehirlerde yaşamak vardır, bir de bizde yaşayan şehirler.
Ruhu ruhumuzda, eli elimizdedir bu şehirlerin. Uzatsak elimizi, tutunuverdiğimiz bir dal; yorulsak gölgesinde ferahladığımız bir ağaç olurlar bizlere. Köklü, güçlü ve bir o kadar güvenli…
Bu şehirlerin ilki hiç kuşkusuz Kilis’tir benim için. Doğduğum şehir… Çocukluğumun ve ilk gençliğimin geçtiği, fikrî ve zihnî oluşumumun ilk nüvelerinin atıldığı ata toprağı… Asırlık zeytin ağaçları gibi asil, mert, yürekli, merhamet yüklü insanları, adım adım sıralanmış tarihi, annemin hala üzerimde hissettiğim şefkati ve her adımımda yanımda hissettiğim babamın gölgesi…
Sonra Samsun…Duyduğum şehir… Bir şehirde doğabilir yahut doyabilirsiniz ama oralı olabilmek için, şehrin ruhuyla buluşabilmek, nabzını da duyabilmek gerekir. Sokaklarına, çarşılarına, caddelerine, sıra sıra dizilmiş binalarına, kuytu köşe başlarına, kaldırımlarına baktığınızda gözleriniz nemlenmiyor, kalbiniz hiçbir şey duyamıyorsa, sözlerinizin anlamı yoktur ve o şehir sizin memleketiniz olamaz. Yürüdüğünüz kaldırımlar “içinizde kıvrılan bir lisan” olmuyor, “suyunu içtiğiniz tas size merhaba” demiyorsa, o şehirde doğsanız yahut doysanız bile, o şehir sizin memleketiniz değildir.
Ben Samsun’da doğmadım ama Samsun’u duydum. Duydukça, bir şehrin insanın ruhu olmasının anlamını daha iyi kavradım. Hayatın derin kavrayışlarını burada yaşadı ruhum.
Ve Sivas… Tutulduğum şehir… Dostlarımızla yollarımızın kesiştiği ve kesintisiz dostlukların başladığı Sivas’ın da apayrı bir yeri var hayatımda.
Çocuklarımızı büyüttüğümüz, kültürel, sanatsal ve edebi çalışmalar için fırsat bulabildiğim, her biri birbirinden kıymetli dostlar biriktirdiğim bu şehir, üzerinden yıllar geçse de gözümdeki ve gönlümdeki yerini korumaktadır. Bugün bir kere daha Sivas’ı teneffüs etmemize vesile olan bu program, o açıdan da başka bir değere sahip benim için.
Şüphesiz ki şehir ve kimlik ilişkisi, birey olarak her birimizin yaşadığımız şehirlerle kurduğumuz ilişkiden daha köklü ve daha kapsamlıdır. Her biri birbirinden değerli katılımcılarımız, konuya farklı pencerelerden ışık tutacaklar eminim. Ama ben bu konuşma vesilesiyle benim kimliğim üzerinde etkili olduğunu hissettiğim üç şehre selam göndermek istedim."
Sempozyum boyunca pek çok üniversiteden akademisyen ve araştırmacı, bildiri tebliğ etti.