Üniversitemizde “Savaş, Göç ve Kadın” Başlıklı Panel Gerçekleştirildi

 

Üniversitemizde, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında, Kilis 7 Aralık Üniversitesi Kadın ve Aile Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi ile Orta Doğu Araştırmaları Merkezi tarafından “Savaş, Göç ve Kadın” başlıklı panel düzenlendi.

Saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı’nın okunmasıyla devam eden panelde Dr. Öğr. Üyesi Onur Varolun’un yönlendirici; Doç. Dr. Muazzez Harunoğulları ile Dr. Öğr. Üyesi İpek Agcadağ Çelik konuşmacı olarak yer aldı.

Harunoğulları, normal şartlarda cinsiyete dayalı ayrımcılık sebebiyle sosyo-psikolojik açıdan baskı altında olan ve toplumsal cinsiyete dayalı şiddet pratiklerini farklı boyutlarıyla deneyimleyen kadınların, savaş ortamında şiddeti en can yakıcı biçimde yaşadıklarına değindi. Kadınların “kültürel kimliğin taşıyıcıları” olarak görülmesi dolayısıyla ulusal, etnik ve ideolojik farklılıklar sebebiyle cinsel şiddete maruz kaldıklarını aktardı. Harunoğulları, tecavüzün erkeğin kadınını ve bölgesini koruyamaması/kurtaramamasına işaret ettiğini, savaşan tarafların iktidarsızlığını bir erkek ve asker olarak başarısızlığın kanıtı olarak görüldüğünü bu bağlamda da şiddetin gerçek hedefi erkek olsa da kadınların zarar gördüğünü vurguladı.

Agcadağ Çelik ise konuşmasının başında 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nün, 25 Kasım 1960’ta Dominik Cumhuriyet’inde diktatörlüğe karşı savaş veren Mirabal Kardeşlerin tecavüz edilerek katledilmesini simgelediğini ifade etti. Doç. Dr. Muazzez Harunoğlu ile birlikte hazırladıkları “Savaş, Göç ve Kadın” adlı kitaplarından hareketle Kilis’te kendisine yeni bir yaşam kuran çok sayıda Suriyeli kadın bulunduğunu; söz konusu kadınların önemli bir kısmının kendi ülkelerinde, kamplarda veya Kilis kent merkezinde savaşın ve göçün etkisiyle erken yaşta evlilik yaptıklarını belirtti. Yapılan evliliklerin çok büyük bir oranının çocuk yaşta yapıldığını ifade eden Agcadağ Çelik, en fazla evlilik yapılan yaşın %34,2 oranla 16 yaş olduğunu belirtti. Küçük yaşta evlenmenin kız çocuklarının becerilerini, iletişim olanaklarını, bilgilerini sınırladığını; sosyalleşmelerini engellediğini; kendi kararlarını verebilmenin önünde engel teşkil ettiğini söyledi.

Panel, soru-cevap bölümünün ardından katılımcılara katılım belgeleri ve çiçek takdim edilmesiyle sona erdi.