Üniversitemizde “Anadolu’da Ekberî Gelenek ve Yunus Emre” Başlıklı Söyleşi Gerçekleştirildi 

 

    Anadolu Türkçesinin, estetik ve edebî bir dil hüviyeti kazanmasında etkin rol oynayan Yunus Emre’nin, 700. vefat yıl dönümü ve 2021 yılının “Yunus Emre ve Türkçe Yılı” ilan edilmesi hasebiyle Üniversitemizde düzenlenen “Yunus Emre’yi Anma Etkinlikleri”ne bir yenisi daha eklendi. Fen Edebiyat Fakültesi ile Sosyoloji Topluluğunun birlikte düzenlediği ve yönlendiriciliğini Dr. Öğr. Üyesi M. Fatih Güloğlu’nun yaptığı söyleşide, Doç. Dr. Mehmet Aysoy, “Anadolu’da Ekberî Gelenek ve Yunus Emre” konulu sunum gerçekleştirdi.

    Ekberî geleneğin, Muhyiddin İbn Arabi’nin düşünceleriyle şekillendiğini ifade eden Aysoy; kültür ve düşünce dünyasının önemli bir ismi olan Yunus Emre’nin doğru anlaşılabilmesi için öncelikle bu düşünce sisteminin doğru anlaşılması gerektiğini vurguladı. Aysoy’a göre; ekberî düşünce geleneği ile birlikte marifetin en önemli tarafı olan hikmetin dışa vurumu mümkün olmuş ve Yunus Emre de bu hikmeti şiir ile aktarmayı başarmıştır. 

Aysoy, Yunus Emre Divanı’nın yeni bir nüshasının Vatikan Kütüphanesi’nde bulunduğunu ve yeni bulunan nüshanın mevcut Divan’dan daha kapsamlı olduğunu ifade etti. Bu bağlamda Yunus Emre üzerine yapılan akademik çalışmaların eksik olduğunu belirtti.

    Aysoy, Yunus Emre’nin nasihatler kitabına ‘akıl’ meselesi ile başladığını ve bunun klasik tasavvuf kitaplarından farklı olarak ekberî düşünce geleneğinin yansıması olduğunu ifade etti. Ayrıca Yunus Emre’nin şiirlerinde ‘arif’ ve ‘irfan’dan bahsediyor oluşunun, Yunus Emre’nin, İbn Arabi’nin yolundan gittiğine işaret ettiğini vurguladı. Aysoy; Yunus Emre, Mevlana, Hacı Bektaş-ı Veli ve İbn Haldun gibi zatların kendi dönemleri ve bağlamlarında düşünülmesi gerektiğini belirtti. Ayrıca Aysoy; modern âlem tasavvuru ve modern kavramlar bağlamında anlaşılan bu zatların birer kültürel öğeye indirgenmesi tehlikesine de dikkat çekti.

    Söyleşi, soru-cevap bölümünün ardından sona erdi.