Doç. Dr. Meryem Kuzucu, TRT Çukurova Radyosu’na Konuk Oldu

 

Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu, Bitkisel ve Hayvansal Üretim Bölüm Başkanı, Doç. Dr. Meryem Kuzucu, TRT Çukurova Radyosu “Akdeniz’den Toroslara” programına konuk oldu.

 

Kuzucu, tarım arazilerinde gerçekleşen erozyon ve mücadelesi ile eğimli alanlarda teraslama hakkında bilgiler verdi. Ülkemizin, içinde bulunduğu coğrafi konumu, iklim koşulları, topografyası, jeolojik yapısı ve toprak şartları sebebiyle erozyona karşı oldukça hassas olduğunu; bu nedenle ülkemizde, tarım alanlarının arazi kabiliyet sınıfına göre kullanılmaması, eğimi yüksek marjinal alanlarda tarım yapılması, hatalı toprak işleme uygulamaları ile toprak ve su muhafazasına yönelik tarla içi tedbirlerin alınmadığı durumlarda, tarım topraklarımızın verimliliğini kaybedeceğini, fiziksel özelliklerinin bozulacağını ve erozyona karşı dirençsiz hale geleceğini ifade etti.

 

Ülkemizde erozyonun, su ve rüzgâr erozyonu olmak üzere iki şekilde gerçekleştiğini; su erozyonundan korunmak amacıyla tarım alanlarında bitkisel ve fiziksel koruma yöntemleri uygulamamız gerektiğini belirtti. Bitkisel koruma yöntemlerinden; arazide bitki bulunmadığı dönemlerde çeşitli örtü bitkileri kullanmanın; ekim nöbeti, şeritvari ekim, malçlama uygulamalarının su erozyonu ile mücadelede koruma sağladığını vurguladı. Ayrıca, su erozyonu ile bitkisel mücadelede baklagil bitkilerinin yoğun kök yapısı ve yüzeyde oluşturduğu bitki örtüsü ile toprağın agregat stabilitesini artırdığını; havanın serbest azotunu toprağa bağlayarak, toprağı organik maddece zenginleştirdiğini ve verimliliği artırdığından çapa bitkilerine oranla daha başarılı olduğunu belirtti. Üreticilerimizin ekim nöbeti ve seritvari ekim uygulamalarında, baklagillere mutlaka yer vermeleri gerektiğini ifade etti. Su erozyonu ile mücadelede, azaltılmış toprak işleme, toprak işlemesiz tarım ve anıza ekim gibi korumalı sürüm teknikleri, eğimli arazilerde kontur sürüm, otlandırılmış suyolları ve çit ile çevirme uygulamalarının, fiziksel koruma yöntemleri olarak uygulanmasının erozyonla mücadelede başarı sağlayacağını belirtti.

 

Rüzgâr erozyonu, arazi yüzeyinin bitki örtüsünden yoksun olduğu, kurak ve yarı kurak iklime sahip bölgelerde meydana geldiğini, rüzgâr erozyonu ile mücadelede, rüzgâr hızını kontrol altına alacak hâkim rüzgâr yönünde rüzgâr kırıcı ağaç perdelerin dikilmesi gerektiğini vurguladı. Ayrıca, arazi yüzeyinde kesekler oluşturarak yapılan toprak işleme ile yüzeyde bitki atıklarının bırakılması, pürüzlülük oluşturarak rüzgâr erozyonu kontrolü sağladığını ifade etti.

 

Erozyon ve sel zararının, fiziksel ve bitkisel yöntemlerle engellenemediği durumlarda, eğimli arazilerde, yüzey akışını kontrol etmek amacıyla; sırtlar, karıklar ve basamaklar şeklinde oluşturulan terasların, su erozyonu ile gerçekleşen toprak kayıplarını engellediğini vurguladı. Teraslama ile eğimli ve elverişsiz tarım arazilerinin tarımsal faaliyetlere uygun hale getirildiğini, toprağın sığ olduğu alanlarda bitkisel üretime olanak sağladığını, arazide eğim derecesini azaltarak, kolay işlenebilir hale geldiğini, yüzey akışını ve erozyon zararını azaltarak alt havzaları taşkın ve sellerden koruduğunu belirtti.

 

Kuzucu, üreticilerimizin tarımsal üretim gerçekleştirirken, toprak ve su muhafazasına önem vermeleri, koruyucu toprak işleme uygulamaları, toprağımızı verimsizleştirecek aşırı gübre ve sulamalardan kaçınmaları, eğimli arazilerimizi bitki örtüsüz bırakmamaları, yaşadığımız bölgenin iklim ve toprak koşullarına uygun bitkileri yetiştirmemizi ve toprakların verim gücünü koruyarak, tarımda sürdürülebilirliği sağlamamız gerektiğini belirtti.